ÇOCUKLAR DA  FAZLA KİLO SORUNU İNSÜLİN DİRENCİ SEBEP OLUYOR

Çocuk ve gençlerde dengesiz beslenmeye bağlı olarak ortaya çıkan sağlıksorunlarından biri olan fazla kilo sorunu (obezite); genel olarak enerji alımının enerji tüketiminden fazla olduğu durumlarda, yağ dokusunun artmasıyla ortaya çıkan klinik bir durum olarak tanımlanmaktadır. Kilo fazlalığı, çocuklar da ileri yaşlarda görülebilecek hastalıkların daha erken yaşlarda görülmesine sebep olmakta ve kronik hastalıkların oluşuna zemin hazırlamaktadır.

 Kilo sorunu bir çok kişi tarafından fiziksel görüntü olarak değerlendirilse de tıpta  yalnızca görünüm sorunu değil, aynı zamanda başta kardiyovasküler hastalıklara zemin oluşturan insülin direnci ve metabolik sendrom gibi kronik hastalıklar için hazırlayıcıbir etmendir. Her yıl yaklaşık 300.000 insanın kilo fazlalığından dolayı  hazırladığı kronik hastalıklar nedeniyle öldüğü rapor edilmektedir. Ülkemizde çocuklar da kilo fazlalığı sıklığı, çağımızın getirdiği  fast food ,düzensiz beslenme alışkanlıkları ve yaşam tarzı değişikliklerine paralel olarak gittikçe artmaktadır. Periferik dokularda insülin duyarlılığının azalması sonucu, glukozun dokularda kullanımı ve glikojene dönüşümünün yetersiz hale gelmesi ve insülin düzeyi artmasına rağmen yeterli etkinin görülmemesi durumu, insülin direnci olarak tanımlanmaktadır.

Metabolik sendrom, kilo sorunu, bozulmuş glukoz dengesi, insülin direnci,dislipidemi,hipertansiyon gibi sorunların bir grubunu veya tamamını içeren riskler topluluğundan oluşmaktadır. Metabolik sendromu olan hastaların çoğunluğu, şişman hareketsiz hayat süren ve değişken derecelerde insülin direncine sahip kişilerdir.Metabolik sendrom tedavisinde genel yaklaşım, obesitenin tedavisi ve insülin direncinin düzeltilmesine yöneliktir. Sağlıklı beslenme ve düzenli egzersiz yapılması insülin direncinin azaltılması için ilk basamaktır.

Kilolu sorunu olan çocuklarda metabolik sendrom riskini belirlemek, ciddiye alınması gereken bir,halk sağlığı sorunudur ve ileride oluşabilecek kardiyovasküler hastalıklar için uyarıcıdır.

Çoğu bireyin nasıl bir çocuk seversiniz sorusuna yanıtı: ‘’Şöyle tombul olsun, doya doya öpeyim, onunla birlikte ben de mutlu olayım, bir güzel seveyim’’dir. Aslında ne kadar sevimli bir çocuk oluyor tombul bebekler ve bu sevimlilikleriyle birlikte çevredeki insanlar tarafından sürekli ilgi topluyor. Peki tombul bebek gerçekten sevimli mi? Bu soruyu özellikle ailelerin kendisine sorması gerekiyor.

Çocukluk çağı kilo sorunu gün geçtikçe artmaya başladı. Yanlış beslenme alışkanlıkları, ailelerin çocuğunu nasıl beslemesi gerektiğini bilmemesi, altta yatan bazı tıbbi sorunlar obezitenin kapılarını çocuklara açmaya başladı. Oysa ki onların vücutları o kadar doğru gelişmeye muhtaç ki obezite, tüm bu gelişmeye beraberinde getirdiği bir çok olumsuzluklarıyla engel oluyor.

Peki en önemli sorun ne?

Obezite vücutta gereksinimden fazla alınan enerjinin yağ olarak depolanması ve buna bağlı olarak da vücutta yağ kütlesinin artması olarak tanımlanıyor. Ama sadece bununla kalmayıp en önemli sorunlardan biri olan insülin direncine de yol açıyor. Çünkü çocukluk çağında fazla alınan kiloyla beraber vücutta yağ hücre sayısı artıyor. Buna bağlı olarak da hücreler pankreastan salgılanan ve kan şekerinin düzenlenmesinde rol alan insülin hormonuna karşı bir direnç oluşturuyorlar. Kısacası insülini hücreye kabul etmiyorlar. Böylece kan şekeri ve insülin düzeyi kanda yükselmeye başlıyor.

İnsülin Direnci Çocuğunuz İçin Riskli Midir?

Kan şekerinin yükselmeye başlaması artık tehlike çanlarının çalmasına neden oluyor. Çocuğunuz kilo sorunu  ile birlikte bu sorunu yaşamaya başlayınca artık tip 2 diyabetli bir birey haline gelebiliyor. Aynı zamanda kilo fazlalığı sonucu oluşan insülin direnci ilerleyen aşamalarda kan yağlarının yükselmesi, hipertansiyon, karaciğer yağlanması, kız çocuklarda polikistik over sendromu için de risk oluşturuyor. Bu nedenle de özellikle anne ve babaların bu konuda oldukça duyarlı olması gerekiyor.

Çocuğumu Kilo sorunundan  ve İnsülin Direncinden Nasıl Korurum?

        İnsülin direncinden kurtulmak için en önemli tedavi kilo vermektir. İlaçtan daha etkili bir yöntemdir. Bunun için çok katı  diyetler çocuklara yaptırılmaması gerekir. En önemlisi şekerli ve paketli gıdaların tüketilmesinden kaçınmasıdır. Bununla beraber glisemik indeksi düşük besinler sofrada daha çok yer almalıdır. Glisemik indeksi yüksek besinleri çocuklar tükettiğinde iştahı açılır ve doyma içgüdüsünü kaybeder. Bu durum da sebze, salatalar, kurubaklagiller, süt, yoğurt peynir, bulgur, tam buğday, çavdar ekmek tercih edilmedir. Glisemik indeksi yüksek besinler pirinç, beyaz ekmek, beyaz makarna, pirinç, bisküvi, pasta, poğaça, simit, corn fleks cips, gazlı içecekler, şekerler den  uzak tutulması gerekir. Çocuğunuzu bu iki sağlık sorunundan korumanın tek yolu doğru beslenme alışkanlıklarını kazandırmaktır. Unutmayın onun bedeni nasıl doğru gelişmeye muhtaçsa, bu gelişmesini sürdürecek doğru beslenme alışkanlıklarına da muhtaç.

Beslenme Alışkanlıklarınızı Gözden Geçirin!

Çocuğunuz siz nasıl beslenirseniz büyük çoğunlukla öyle besleneceğini unutmamalısınız. Bu nedenle doğru beslenme alışkanlıklarını öncelikle kendinizde uygulayıp çocuğunuza örnek olmalısınız.

Doğru Beslenme Alışkanlıkları Kazanmada Yardım Alın!

Herkes aslında gün içerisinde çok sağlıklı beslendiğini düşünebilir. Örneğin, sabah kahvaltı yapıp akşama kadar bir şey yemeyen ve günde 2 öğün beslenen birey çok fazla yemek yemediği için sağlıklı beslendiğini düşünebilir. Oysa ki bu yanlış davranışın tespit edilip doğru alışkanlıkların kazandırılması gerekir. İşte bu noktada uzman bir diyetisyenden yardım alınması gerekir.

Bu süreç te çocuğunuza sağlıklı besinleri yedirmek te zorluk yaşayabilirsiniz. Tat reseptörlerin den tatlı daha çok gelişmiştir. Bu yüzden ekşi, tuzlu tatları reddeder. Aynı zamanda bağırsaklarında iyi bakteriler azalmış ve kötü bakteriler(firmucutes) artmıştır.Bu da daha çok zararlı olan besinleri yeme isteğini tetikler. Bu dönem de diyetisyen den destek almak yaşadığınız zorluk sürecini aşmanızı sağlar. Diyetisyen yararlı olan besinleri çocuğunuza nasıl yedirmenizi ve hangi besin ile başlamanızı sağlayacaktır. Diyetisyenin tutumuda önemlidir. Katı ve sert yaklaşımlar çocuk da tepkisel yemek yemeye neden olur.

Anne ve babalar çocuğunuzu kilo sorunundan  koruyarak, birçok hastalığın önüne engel koyduğunuzu ve doğru beslenme alışkanlıklarıyla doğru gelişmesine yardımcı olacağınızı unutmamalısınız.