“Bariatrik Cerrahi ve Benzer Operasyonlar”

Teknolojinin ilerlemesinin, insan hayatı üzerindeki olumlu etkileri tartışılmaz bir gerçektir.  Ancak ne yazık ki bu “ilerleme”, ‘Obezite’ gibi büyük bir sorunu da beraberinde getirmiştir. Dünyada ve ülkemizde çok ciddi bir sorun haline gelen obezite hastalığı tıbbın da farklı alanlara yönelmesine neden oldu. Özelliklede son günlerde bu alanlardan biri oldukça dikkat çekici:

BARİATRİK CERRAHİ…

Bariatrik Cerrahi Nedir?

Bugüne dek yapılan tüm çalışmalarda kanıtlanmıştır ki, morbid obezitenin ilaç, diyet veya psikososyal terapilerle kesin ve kalıcı olarak tedavi edilmesi neredeyse olanaksızdır. Kaldı ki, yapılan ve başarısız olan diyet, akupunktur, ilaç vs. denemeleri hem kişinin psikolojik durumunu bozmakta, hem de kaybedilen kiloların her seferinde fazlasıyla alınmasına ve metabolizmanın giderek bozulmasına yol açmaktadır.

İşte bu nedenle, alınan gıda miktarını kısıtlamak (restriktif cerrahi) veya emilimini azaltmak (malabsorbtif cerrahi) üzere çeşitli cerrahi teknikleri geliştirilmiştir. Bariatrik cerrahi ya da obezite cerrahisi denilen bu branş, genel cerrahinin son yıllarda laparoskopiden sonra yaptığı en büyük atılım ve gelişmelerden biridir.

Peki Bariatrik Cerrahi Kimler İçin Uygundur?

Bariatrik cerrahi beden kitle indeksi 35 ve üzeri olan uzman denetiminde tıbbi beslenme, egzersiz ve medikal tedavi gibi yöntemlerle zayıflayamayan hastalar için uygundur. Bunun yanında beden kitle indeksi 30 ve üzerinde olan, yüksek tansiyon, diyabet, uyku apnesi gibi hastanın yaşam kalitesini ve süresini etkileyen hastalara önerilmektedir.

Bariatrik Cerrahi Yöntemleri Nelerdir?

Günümüzde obezite ameliyatları kapalı yöntem ile yapılmakta ve böylelikle hastanın iyileşme süreci kısalmaktadır. Obezite için yapılan ameliyatlarda belli başlı 3 yöntem izlenmektedir:

  • Kısıtlayıcı ameliyatlar
  • Besin emilimini bozucu ameliyatlar
  • Kısıtlayıcı ve besin emilimini bozucu ameliyatlar

Gastrik band uygulaması gibi bazı kısıtlayıcı operasyonlar etkinliğini yitirmiştir. Besin emilimini bozucu operasyonların etkisi yüksek olmakla birlikte yan etkileri çok fazladır. Günümüzde, obezite cerrahisinde en etkin yöntem, kısıtlayıcı ameliyatlar kapsamında olan laparoskopik (kapalı yöntem) sleeve gastrektomi (tüp mide) denilen operasyonlardır.

Roux –En-Y Gastrik Bypass Tekniği Nedir?

Bu teknikte mide boyutları ve hacmi küçültülerek yaklaşık 30-50 mililitreye indirilir. Bu sayede bu ameliyatın kısıtlayıcı özelliği ortaya çıkar. Midenin geri kalanı pasif olarak yanda durur. Yani öncelikle mide bypass’lanmış olur. Ardından ince bağırsaklar ile mide arasında yeni bir yol yapılır. Safra ve pankreas sıvıları hastanın kilosuna göre daha ileriye taşınır ve yiyeceklerin emiliminin bozulması sağlanır.

Gastrik Bypass İle Ne Kadar Zamanda Kilo Verilebilir?

Gastrik bypass yöntemiyle fazla kiloların p-80’ı verilebilir. Bundan daha iyi kilo verebilen hasta sayısı çoktur. Daha iyi kilo verebilen hastalar hayat stil değişikliğini başarabilmiş hastalardır.  Kilo kaybı genellikle 1 yıl içinde gerçekleşmektedir.

Gastrik Bypass Sonrası Ne Gibi Beslenme Bozuklukları Ortaya Çıkabilir?

Bypass cerrahisi sırasında midenin büyük bir kısmı ve bağırsakların 2 metreye yakın bir kısmı pasif konumda bırakılır. Bypassın amacı yiyeceklerin emilmesine engel olmaktır. Bu nedenle vücut için gerekli bazı maddelerin de emilmesi bozulabilmektedir. Özellikle  B12 vitamini, demir ve kalsiyum emilimi bozulabilmektedir. Kaybedilen vitaminler için her gün vitamin takviyesi verilmelidir. Takiplerde D vitamini düzeyi takip edilmeli ve hastalara kalsiyum desteği verilmelidir. Bu eksiklikler devamlı takip edilen hastalarda problem yaratmamakta ve çok iyi tolere edilebilmektedir. Bariatrik diyetisyen takibinde olmayan hastalarda protein eksiklikleri oluşabilmektedir. Hastaların diyetlerinin, özellikle de erken dönem beslenmelerinin çok iyi takip edilmesi gereklidir.

Sleeve Gastrektomi (Tüp Mide) Tekniği Nedir?

Sleeve gastrektomi (tüp mide) ameliyatı son yıllarda sıklıkla uygulanmaya başlamıştır. Sleeve gastrektomi ameliyatı sırasında midenin büyük bir kısmı geriye dönüşü olmadan çıkarılır. Geriye bırakılan mide dokusu yaklaşık 150-200 ml civarındadır. Sleeve gastrektomi ameliyatının obezite üzerinde iki tür etkisi vardır:

1. Kısıtlayıcı (restriktif) etki: Mide hacmi küçültüldüğü için daha erken tokluk oluşur.
2. Hormonal etki: İştah hormonlarının büyük bir kısmı midede üretildiği için iştahta azalma ve öğün aralarında açlık hissinde gerileme görülür.

Tüp Mide Ameliyatlarının Avantajları Nelerdir?

Tüp mide ameliyatı daha kısa sürede gerçekleştirilen, mide ve bağırsaklar arasında geçiş yapılmadığı için kaçak riskinin daha düşük olduğu bir operasyondur.

Sleeve Gastrektomi (Tüp Mide) Ameliyatı Sonrası Beslenmede Nasıl Bir Fark Olacaktır?

Ameliyat yapıldıktan sonra, hasta mide hacminin çok azalmış olduğunu aklından çıkarmamalıdır. Özel bir sleeve gastrektomi sonrası diyeti olmasa da, hiçbir zaman eskisi kadar çok yiyemeyeceğini bilmelidir. Sleeve gastrektomi ameliyatı geçiren hastalar hayatları boyunca küçük miktarlarda gıda alabilirler. Ayrıca lokmaları çok iyi çiğnemeleri ve yutmadan önce tamamen sıvı hale getirmeleri gerekir. Sleeve diyeti özel olarak bazı gıdaların yasaklanmasını gerektirmez. Sadece yüksek kalorili ve karbonatlı içeceklerden kaçınmak zorunludur. Genellikle bu hastalar gıdalarla sıvıları da birlikte alamazlar. Bu nedenle, sıvı tüketiminin öğünler arasında olmasına dikkat edilmelidir.

Mide Kelepçesi Tekniği Nedir?

Mide bandı (kelepçe) kısıtlayıcı türde bir cerrahidir. Yerleştirilmesi oldukça basittir ve operasyon süresi çok kısadır. Çalışma mekanizması yenilen miktarı kısıtlama üzerine kurulmuştur. Mide kelepçesi hasta uyumunun en önemli olduğu cerrahi türlerinden biridir.

Mide Kelepçesi Kime Uygulanmaz?

Psikolojik yeme bozuklukları, tatlı/şekerli gıda düşkünlüğü ve uyumsuz hastalarda mide kelepçesi uygulanmamalıdır. Büyük mide fıtığı ve mide ülseri olan hastalarda da bu yöntem kullanılmamalıdır. Her hastaya mutlaka ameliyat öncesi endoskopi yapılarak bu problemlerin var olup olmadığı değerlendirilmelidir. Hastaların psikolojik değerlendirmeden geçmeleri ameliyatın başarısı için büyük önem taşır.

Mide Kelepçesi İle Ne Kadar Kilo Verilebilir?

Fazla kiloların @-60’ı bu yöntem ile verilebilir. Sıvı şekilde yüksek kalorili yiyecek tüketen kişilerde kilo verimi daha az olabilir. Aktif hastalar bu oranlardan daha iyi kilolar verebilmektedir.

Mide Kelepçesi Mideye ve Çevresindeki Organlara Zarar Verir mi?

Mide kelepçesinin üretildiği silikonun kalitesi, kelepçenin yumuşaklığı, iyi bir cerrahi teknik ve enfeksiyonların oluşup oluşmaması kelepçenin verebileceği zararları belirler. Mide kelepçeleri dokularda bir takım hasar oluşturabilir. Yukarıda sayılan olumsuz etkilerin hiçbiri olmasa bile kelepçe mide ve çevre dokulara yapışabilir.

SADİ-S (Sleeve Gastrektomi Tek Anastomoz ile Duodeno-ileal bypass) Tekniği Nedir?

Bu ameliyat kapalı yöntemle yapılabilir. Klasik bir tüp mide ameliyatı yapılır. Mide hacmi küçültülür. Daha sonra, mide çıkışını koruyacak şekilde bağırsak kesilir. Bu nedenle besin yaklaşık 2.5 metrelik ortak kanaldan emilir. Böylece hem midenin gıda hacmi düşürülmüş  (tüp mide) hem de alınan gıdaları emilimi sınırlanmış olur.

Avantajları

  • Diyabet, hiperlipidemi, uyku apnesi ve hipertansiyon gibi hastalıkları kontrol altına alır.
  • Duodenal switch tek bir anastomoz ile hayata geçirilir.
  • Pilor korunduğu için dumping sendromu görülmez.
  • Pilor korunduğu için diğer ameliyatlara göre diyet daha iyi tolere edilir.

 

Dezavantajları

  • Hastaların hayatı boyunca vitamin takviyeleri almak gerekebilir. (A, D, E, K ve mineraller)
  • Safra kesesinde şişkinlik ve safra taşları gelişimi normalden daha sıktır.
  • Cerrahi riskler diğer obezite teknikleri ile aynıdır.  (bağırsak delinmesi, anastomoz kaçağı, enfeksiyon, venöz tromboz ve pulmoner emboli veya uzun vadede bağırsak tıkanıklığı gibi).
  • Anatomi ve fizyolojiyi fazla bozan bir ameliyattır.
  • Bağırsak pasajı hızlandığı için ameliyattan sonra ishal görülebilir. Emilim bozukluğuna bağlı kokulu gaita oluşabilir.

Hangi Bariatrik Cerrahi Ameliyatı Bana Daha Uygundur?

Tüp mide ameliyatı nispeten daha basit bir operasyon olup, sindirim sisteminin doğal akışını değiştirmeden mide hacmini küçülterek mükemmel kilo kaybı sunar. Sindirim sisteminin doğal akşını değiştirmediği için ciddi vitamin ve mineral eksiklikleri görülmez. Buna karşın gastrik bypass türü ameliyatlar daha güçlü bir kilo kontrolünü biraz daha yüksek risklerle sunarlar. Bypass ameliyatlarının metabolik etkileri biraz daha üstün olduğundan özellikle metabolik hastalıkları olan kişilerde tercih edilmektedir. Son günlerde komplikasyonları ve başarısızlık oranları yüksek olduğu için mide bandı uygulaması neredeyse terkedilmiş durumdadır. Sonuç olarak; uygulamalar hastanın kişisel özelliklerine, yeme alışkanlıklarına, yaşam tarzına bağlı olarak değişkenlik gösterdiği unutulmamalıdır.

Bariatrik Cerrahisi Komplikasyonları Nelerdir?

Mide kelepçesi gibi kısıtlayıcı bariatrik cerrahinin ameliyat sonrası riskleri şunlardır:

Kusma Riski: Kısıtlayıcı bariatrik cerrahinin en sık görülen komplikasyonu olan kusma, küçük mide kapasitesinin özellikle iyi çiğnenmemiş gıda parçaları ile gerilmesi sonucu oluşur.
Fıtık Riski: Hastaların % 10-20’si komplikasyonları, en sık da fıtıkları düzeltmek için tekrar operasyonlara gerek duyarlar. Fıtık ameliyattan sonra yara tam iyileşmeden kusma veya zorlanma sonucu oluşabilir. Laparoskopik cerrahi fıtık riskini ciddi derecede azaltır.
Diğer Sağlık Komplikasyonları: Cerrahiden sonra % 1 oranında bacaklarda kan pıhtısı oluşur, açık ameliyatlarda % 5 oranında yara alanında enfeksiyon gelişir, mide kelepçesi ameliyatlarından sonra band kayması görülebilir veya kaçak olabilir, nadiren de yara dokusuna bağlı yapışıklıklar yüzünden barsak tıkanıklıkları oluşabilir.

Roux-en-Y biliopankreatik gastrik bypass gibi emilimi engelleyici bariatrik operasyonların ameliyat sonrası riskleri şunlardır:

Dumping Sendromu Riski: Bu sendrom midedeki gıdalar ince barsağa çok hızlı geçerse görülür. Dumping sendromu hayatı tehdit eden bir risk olmasa da, bulantı, terleme, baygınlık hissi ve ishal gibi tipik belirtileri çok can sıkıcıdır.
Besin Eksiklikleri: Gastrik bypass onikiparmak bağırsağının ve bağırsağın orta kısmının bypass’lanması esasına dayandığından, hastalarda demir ve B12 vitamin eksikliği gelişmesi riski vardır.
En önemli emilim yerleri barsak olduğundan D vitamini ve kalsiyumun emiliminde de azalma olabilir. Bypass hastaları tipik olarak ömür boyu besin ve vitamin destekleri kullanmak zorundadırlar.

Cerrahinin Riskleri ile Obezitenin Risklerinin farkı nedir?

Bariatrik cerrahlar ve obezite uzmanları ciddi obezitenin bilinen riskleri ve hayati komplikasyonlarının bariatrik cerrahininkinden çok daha büyük olduğu konusunda hemfikirdirler.

Bariatrik Cerrahi Sonrası Beslenme Nasıl Olmalıdır?

Aşağıdaki öneriler ameliyattan sonra oluşabilecek komplikasyonların olasılığını en aza indirmek için geliştirilmiştir. Bu nedenle, bu önerilere sıkı sıkıya uymanız çok önemlidir.
Ameliyattan sonra 4 temel evre vardır. Evreleri zamanından önce atlamaya veya bazı şeyleri denemeye kalkışmayın. Bu öneriler sindirim sisteminizdeki yaraların iyileşmesine yardımcı olurken, cerrahiden sonra toparlanma sürecinin en hızlı şekilde gerçekleşmesini amaçlamaktadır. Her aşamaya 1-2 hafta ayırmanızı önermekteyiz, ama bu süre kesinlikle 1 haftadan kısa olmamalıdır. Özellikle beslenirken vücudunuzu, midenizi dinlemeyi öğrenmelisiniz. Her hasta kendine özeldir. Bir başkasında soruna yol açmayan sizi rahatsız edebilir. Hızlı ilerler ve sorun yaşarsanız bir önceki aşamaya dönerek en az birkaç gün öyle devam etmelisiniz. Tamamen normal beslenmeye geçmenizin bazen 2 ay sürebileceğini unutmamalısınız. Ameliyattan sonra cerrahınız onay verir vermez yudumlamaya başlayabilirsiniz. Kalsiyum, multivitamin ve besin desteklerinizi ilk aşamada almaya başlayabilirsiniz.

Evre 1 – Sıvı Dönemi (Ameliyattan sonraki ilk 2 hafta) 

  • Bütün içecekler berrak, pipetten geçebilecek kıvamda ve posasız olmalıdır.
  • Yudumlar alarak başlayın ve rahatsızlık hissetmediğiniz sürece aldığınız miktarları arttırın. Asla ağrı veya kusmaya yol açacak kadar büyük yudumlar almamaya dikkat edin.
  • Günde toplamda 2-2.5 lt sıvı almalısınız. Bunun 1-1.5 litresi besleyici sıvılardan oluşmalıdır. Bu miktarın çok altında kalacak olursanız gerekirse serumla takviye yapılmalıdır.
  • Bütün gazlı içeceklerden kaçınmalısınız.
  • İçecek olarak çay, elma suyu, soya sütü, su en iyi seçeneklerdir. Gereksiz kalori yüklenmemek için Ice Tea, hazır meyve suyu gibi içeceklerden kaçınmanızı öneririz.

Besleyici Sıvılar 

  • Yağsız veya yarım yağlı süt tüketebilirsiniz. Soya sütü, sütteki kazeine karşı aşırı hassasiyeti olan hastalarımızda gaz şikayetlerini giderdiğinden tercih etmekteyiz.
  • Medikal beslenme ürünleri (Ensure, Biosorb, Resource gibi..) taburcu olurken reçete edilecektir. Diyabetiniz varsa bu ürünlerin diyabetik seçeneklerini kullanmalısınız.
  • Protein tozu ile hazırladığınız yağsız çorbalarla menünüzü zenginleştirebilirsiniz.
  • İkinci haftadan itibaren meyveleri blenderlayarak ev yapımı içecekler üretebilirsiniz.
  • Marketten alacağınız her ürünün gereksiz miktarlarda şeker ve katkı maddeleri içereceğini unutmayınız.
  • Taze meyve sularını şeker eklemeden, günde 1-2 bardak kadar tüketebilirsiniz.

 

Evre 2-Yumuşak, blenderize püreler (Ameliyat sonrası 3-4 hafta) 

  • Bu aşamada da gıdaların çok parçacıklı olmaması ve iyi blenderize edilmiş olmaları önemlidir.
  • Hedeflemeniz gereken kıvam yoğurt kıvamı olmalıdır.
  • Günde 4-6 öğün beslenmelisiniz. Öğünler arasında birkaç saat olmasına dikkat ediniz. Her öğünün de en az 20 dakika sürmesi gerektiğini unutmayınız.
  • Her öğüne 1-2 yemek kaşığı ile başlayınız, rahatsızlık yoksa azar azar arttırınız. Başlarda 4 yemek kaşığını geçmemeye dikkat ediniz.
  • Yavaş yeme alışkanlığını geliştiriniz ve iyi çiğneyiniz. Doyduğunuzu hissettiğiniz anda bırakınız.
  • Öğünlerde sıvı tüketmeyiniz, sıvı almak için en az 30 dakika bekleyiniz.
  • Her öğünde mutlaka protein kaynağı almaya dikkat ediniz. Bu yara iyileşmesi için önemlidir.
  • Günde yaklaşık yarım litre süt almaya özen gösteriniz. Bunu saf olarak veya blenderize gıdaların besleyici niteliğini arttırmak için ekleyerek tüketebilirsiniz.

Evre 3 – Yumuşak kıvamlı katı gıdalar (5-6. hafta) 

  • Bu evrede pürelerin hedeflenen kıvamı çatalla yenebilecek kadar olabilir.
  • Bu evrede de büyük lokmalar veya katı parçalar sakıncalıdır. İyi çiğnemeyi ve yavaş yemeyi unutmayın.
  • Öğünleri günde 3-4’e indirmeli ve aralarında 3 saat bırakmalısınız. Aralarda yemekten kaçının. Günde 3 ana öğün ve belki 1 ya da 2 hafif atıştırma (bir parça meyve gibi…) şeklinde bir rutine alışın. Bunu başlarda aç hissetmeseniz de yapın. Uzun vadede kilo vermenize yardımcı olacağını göreceksiniz.
  • Öğünlerde sıvı tüketmemeye dikkat edin.
  • Düzenli yediğiniz sürece ekstra süt, ya da beslenme desteklerine ihtiyacınız yoktur.

Evre 4-Normal Gıdalar (Ameliyattan 6-8 hafta sonrası)

  • Hedef 3 ana, 1-2 ufak ara öğündür. Öğünler 3 çay tabağı kadar olmalıdır. Atıştırmadan kastımız bir parça meyve ya da yoğurttur.
  • Hiçbir şekilde ekstra kalori veya protein eklemenize gerek yoktur. Atıştırma olarak avuç içini geçmeyecek günlük miktarlarda ceviz ya da badem tüketebilirsiniz.

Sonuç:

Bariatrik Cerrahi hastalarının bilmesi gereken en önemli önemli nokta ameliyattan sonra kendilerini bambaşka bir hayatın beklediğidir. Başarılı ve kalıcı bir sonuç için ameliyat sonrası Beslenme ve Diyet uzmanı rehberliğinde düşük karbonhidrat-yüksek proteinli bir diyet uygulanması, ufak porsiyonlarda daha fazla sayıda öğünlerin düzenlenmesi, iyi çiğneme alışkanlığının kazanılması, günlük multivitamin, kalsiyum ve D vitamini takviyesinin yapılması, fizik egzersizleri büyük önem taşımaktadır.